Duygularıma çoğu zaman hakim olmakta zorlanıyorum . “Şunun yüzünden/şu sebepten canım sıkılıyor” diyebileceğim sebep-sonuç ilişkisini kuramıyorum .Devamlı radyoda kanal arar gibi ,frekansı tutturmaya çalışır gibi doğru istasyonu bulmaya çalışıyorum . Bardağın dolu tarafına bakarken boş tarafı bir anda bakışımı değiştiriyor . Bir ipucunu kaçırmış olmalıyım diyerek yeniden kanalları çeviriyorum doğru istasyonu arıyorum en güçlü sinyallerden kendime ulaşıyorum .
Çoçukken dünya seçimler ve sonuçlardı . Bir kurala karşı geldiğimde bunun sonuçlarına da katlanmayı kabul ediyorsam kimse karışmamalı , bu sayede bir çok alanda istediklerimi gerçekleştirdim ,başarılı olduklarım oldu ,insanlarla anlamlandırabildiğim ilişkilerim oldu ,kağıt üstünde hep başarılı olsam da gerçek hayatta bir şeyleri elde edene kadar bir hayli acı çektim .
Bazı kırılan şeylerin asla onarılamayacağını öğrendim . Yaşamımın çoğunluğu insanlarla rastlantılardan ve onlarla yeniden rastlaşmaktan oluştu ;bakışlarında hep tedirginlik ,planlama veya vurdumduymazlık vardı kırılma noktaları karşılarında hala bir şeyleri sorgular gibi durabilmem “x” ve “y” olduğu gibi görünse de öyle olmadığını zamanla kendilerinin anlamalarıydı. Her şeyin başıma gelebileceğini kabul ettim. Bunlar tümünün önemsiz olduğu anlamına gelmiyor, her biri hayatımda çok önemliydi ama önemli oluşları aynı zamanda işleri daha da beter hale getirebiliyordu.
Çoğunluk ne normal ne değil sorguluyor .Kafasında kimini ıslah ediyor kimini esir ediyor ,onlarda belki sizi anormal olarak nitelendiriyor. Ben genelde kafamdakileri ıslah ediyorum , buna hayatta 2 kez şans verdiğim ama ikisini de kötü değerlendirmiş annem dahil ,affının kabul olmasını bekleyen diğer herkesin de. Risk alıyorum ve risklerin sonuçlarına dediğim gibi dayanıklıyım . Kimliğimden memnunum , erkek egemen bir toplumda çalışsam ve kariyer planlamamda erkeklerden geride kalsam da iyi bir iş arkadaşıyım.Hayatımdaki insanlara değer veriyorum sadece demek istediğim ne kadarını tam anlamıyla yaşayabiliyorum ?Hayatımı seçme şansım olsaydı daha iyi bir seçim yapar mıydım,bu ne olurdu? Anlayış mı ?Aşk mı ? Duygusal samimiyet mi? Sadece iyi bir kariyer mi?
Bloğumda tıklanma sayısı hatrı sayılır bir rakama ulaştı , bu bloğu açarken benim “camlı vitrinim” olduğunu düşünmüştüm . Sizi seven size değer veren kişilere açılmakla sizi hiç tanımayan kişilere yazmak arasında belirgin bir fark var. Kendisini anımsayan kişiler ve sizi anlayanlar...
Plastikten yapılma devasa heykelin yaratıcısı heykeltraş/mühendis/artist Theo Janser der ki ;
“Benim yolum bir mühendisinki gibi dümdüz değil ;A’dan B’ye uzanmıyor.Hedeflerin ve malzemelerin kısıtlaması yüzünden kendime çok dönemeçli bir yol çiziyorum . Gerçek bir mühendis belki alüminyumdan motoru ve elektrikli duyargaları olan bir robot ya da benzeri bir şey yapabilir. Mühendislerin bulduğu sonuçlar genellikle birbirinin aynıdır.Prensip itibariyle birbirimizin düşündüğü şey bir başkasının da aklına gelebilir. Evrimin de kanıtladığı gibi gerçek fikirler şans eseri ortaya çıkar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder