12 Kasım 2013 Salı

Pırlantayla Elmas Farklı mıymış !



Çeyiz çılgınlığından başlamak istiyorum . Gayet aklı selim bir arkadaşımla geçen laflıyoruz; en son dantelli elle dikilen yorgan alındığını söyledi (400-500 tl falan imiş). Göz göze bile gelemedik. Kendisi hayır demiş ama oy birliğince ona ihtiyacının olduğuna karar vermişler. Neymiş bu böyle evlendikten sonra serecekmiş yatağına gelenler görecekmiş ,yatak odasına doluşacaklarmış. Birine “Evet” dediğinde kendini böyle pozisyonlarda bulabiliyorsun demek diye düşündüm. 

Ya da ne bileyim bir bakmışsın kafanda 2 kilo gelin başı ,4 kilo gelinlikle ,keseye altınları koyuyorsun. En çok dikkatimi çeken de bu tip durumlarda galiba önce modern görünen aile büyükleri  aklını kaybediyor.Yıllardan beri içlerine attıkları adet,gelenek,görenek hortlayıveriyor. Hurç, zıbın diye kelimeler var biliyor musunuz?Beyazın da üç çeşiti var mesela. ..

Gelinle damadın eğlenemediği düğünler üzüyor beni ,gelinin makyajının tüm salonun öpücükleriyle temizlenmesi ,damadın dağılmış gömlek ve kravatı ;sonrasında ” düğünüm mü hiç hatırlatma” !

Sanki ayı kapanı kurarak yakalıyorlar adamları , “pırlanta değil elmasa söz verdi almazsa ,papaz oluruz” diyeni var. Daha bu hafta pırlantayla elmasın iki farklı şey olduğunu öğrendim .Benim gibi yeni öğrenecekler için ; “Elmas, yerin altında yüksek ısı ve basınçla oluşan madenin ismidir. Pırlanta ise elmasın özel kesilmiş haline verilen isimdir.”.Hayatınıza katkı sağlamayacak ama yarın öbür gün için ,bilgi bir köşede dursun veya unutun.

Bir klişe ile yazımı sonlandırmak istiyorum . “Gelinlik her genç kızın rüyası” olabilir. Zerafetiyle üç beyazıyla güzeldir,şüphesiz. Devleştirilen herşeyle aynı boy olduğunuzu görünce ,büyüsü bozuluyor. Bu süreçlerden geçen çiftler dirence karşı kırılabiliyorlar,yıpranıyorlar. Herşey bana göre sadeliği ve zerafetiyle güzel. Aşk zaten başlı başına süslü,zarif ,kendi geleneğine bağlı bir duygu ,herşey aşka yakışır olmalı değil mi?
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Pages

Bumerang - Yazarkafe